Medyum Filminin Konusu
Psikolog Margaret Matheson ile yardımcısı fizikçi Tom Buckley, paranormal iddiaları ve medyumluk faaliyetlerini sistematik olarak çürütmek üzere çalışan bilimsel şüphecilerdi. Uzun yıllardır medyumların sahte numaralarıyla sahte seanslar düzenleyip insanları kandırdığını ortaya çıkarıyorlar; bu iddiaları kanıta dökmek için “kırmızı ışıklar” dedikleri, işin hilesini, aldatmacasını ele veren önemli ipuçlarından faydalanıyorlar.
Bir gün ünlü kör medyum Simon Silver, 30 yıl süren sessizliğini bozarak sahneye dönmeye karar verir. Silver’ın geri dönüşü büyük ses getirir çünkü geçmişte kendisine karşı çıkan eleştirmenlerden biri ani ve esrarengiz şekilde ölmüştür — bu ölüm hâlâ içten içe soru işaretleri taşımaktadır. Tom, Silver’ı bir kandırmaca olarak çökertmeyi hedeflerken, Margaret bu işe girmenin riskli olacağını düşünür; çünkü Silver’ın gerçekten olağanüstü yetenekleri olduğu söylentisi vardır.
Tom Buckley, Silver’ı ortaya çıkarmak için daha derinlere iner; yüksek teknolojili araştırmalar, sahne seansları, geçmişteki olaylarla bağlantılar kurar. Ama bu süreçte hem fiziksel hem psikolojik sınırları aşmaya başlar: takıntı haline gelir sorular; Silver’ın gösterilerindeki imgeler, ışıklar, anomaliler… Bunların hepsi ya medyumun triklerinden mi ibaret, yoksa gerçekten açıklanamayan doğaüstü bir güç mü?
Filmin ilerleyen bölümlerinde, Tom’un kendisiyle ilgili sakladığı sırlar, inanç sınırları ve gerçeği arama süreciyle yüzleşmesi gereken korkular ortaya çıkacaktır. Hikâye, medyumluğun sahtekârlıkla buluştuğu yerde insan ruhunun kırılganlığını, şüpheyi, cesareti ve aklın sınırlarını sorgulayan bir psikolojik gerilim hikâyesidir.
