10 Numaralı Kamara Filminin Konusu
Gazeteci Laura “Lo” Blacklock, Londra’dan Norveç’e gitmekte olan lüks bir gemide konaklama yazısı hazırlamak için davet edilir. Gemide her şey görkemli görünür: yolcular seçkin, yemekler göz alıcı, servis kusursuzdur. Ama Lo, gemide geçirdiği ilk gecesinde garip bir olaya tanık olur — yan kamaradaki kadının çığlık attığını ve ardından kadının denize düştüğünü görür.
Ertesi sabah, gemide yapılan sayımda bu kadının kayıp olmadığı, herkesin yerinde olduğu bildirilir. Mürettebat ve yolcular, Lo’nun gördüğünü bir rüya ya da hayal ürünü olarak nitelendirir. Fakat Lo buna inanmaz. Hem bu sırrı çözme arzusuyla hem de mesleki dürtüleriyle olayın ardındaki gerçekleri araştırmaya başlar.
Araştırması derinleştikçe gemide bazı kişilerin geçmişleriyle ilgili garip durumlar, örtbas edilen bilgiler ve Lo’nun kendi zihninde bastırılmış korkularla yüzleşmesi gereken anlar ortaya çıkar. Geminin lüks hayatının altındaki izolasyon, denizin karanlığı ve Lo’nun yalnızlığı giderek artar.
Lo, hiç kimsenin inanmadığı bu gizemi açığa çıkarmak için hem kendi güvenliğini hem mantığını test eder. Gerilim, şüphe ve akıl oyunlarının hâkim olduğu bu atmosferde, “10 numaralı kamara”daki kadının gerçekten var olup olmadığı, gemide bir cinayetin işlenip işlenmediği ya da Lo’nun zihninin oyunları mı yaşadığı izleyiciyi sürekli sorgulatır.