Hapishane hücresinde başlayan bu yolculuk, Arthur Fleck’in duruşması öncesinde kendine yeni bir anlam arayışıyla devam eder. Akıl hastanesi duvarları arasında, Lee adında sıra dışı bir mahkûmla tanışır. Bu ilişki, Joker kimliğiyle kurduğu derin psikolojik bağı yeniden canlandırır.
Mahkeme salonunda Joker kişiliğini yeniden sahneye çıkaran Arthur, davadaki tüm planları alt üst eder. Ayrıca bu sahne bir müzikal atmosferle desteklenir; duygular şarkılarda yankılanır.
Ancak gerçek kimliğini yitirdiğini fark eden Arthur, Joker maskesini reddeder. Bu karar, Lee’nin ve hayranlarının gözünde onun yalnızca bir fantezi olduğunu ortaya çıkarır.
Film, artan kaos ve adalet sistemiyle yüzleşirken; sonunda Arthur, görevli hayranı tarafından hapiste öldürülür. Onu öldüren kişi Joker kıyafetleriyle yarışı yalnızca devretmekle kalmaz, yeni Joker simgesinin doğuşunu da temsil eder.