Ruth ve Boaz Filminin Konusu
ilm, kıtlık zamanında İsrail’in Beytlehem kentinden Moav ülkesine göç eden Naomi ve ailesiyle başlar. Naomi’nin kocası ve iki oğlu kısa sürede hayatını kaybedince, gelinleri Ruth ve Orpa dul kalır. Orpa kendi halkına dönmeyi seçerken Ruth, kaynanası Naomi’yi yalnız bırakmaz; “Sen nereye gidersen ben de oraya gideceğim, senin Tanrın benim Tanrım olacak” diyerek onunla Beytlehem’e döner. Bu yolculuk, Ruth’un hem kendi kimliğini hem de inancını yeniden tanımlamasının başlangıcıdır.
Beytlehem’de geçimlerini sağlamak için Ruth tarlalarda başak toplarken Naomi’nin akrabası olan, dürüst ve varlıklı toprak sahibi Boaz ile tanışır. Boaz, Ruth’un annesine gösterdiği fedakârlığı duymuş ve onun yabancı olmasına rağmen sergilediği cesaret ve sadakatten etkilenmiştir. Ruth’a hem koruma hem de destek sunar; bu yakınlık zamanla derin bir sevgiye dönüşür.
Yahudi geleneği uyarınca, ölen kocasının adını ve mirasını devam ettirebilmek için Ruth’un bir “yakın akraba” ile evlenme hakkı vardır. Boaz, bu hakkı kullanabilmek için önce daha yakın akrabanın rızasını alır ve ardından Ruth ile evlenir. Bu evlilikten doğan Obed, daha sonra Kral Davut’un dedesi olur ve böylece Ruth, İsrail’in ve Hristiyan geleneğinin kutsal soy zincirine dâhil edilir.
Film, Ruth’un Naomi’ye sarsılmaz bağlılığı, Boaz ile kurduğu sevgi dolu bağ ve Tanrı’ya olan inancıyla şekillenen bu yolculuğu duygusal bir dille aktarırken; sevginin, sadakatin ve ilahi rehberliğin insan kaderini nasıl dönüştürebileceğini güçlü bir biçimde vurgular.
